MADENCİLİK FAALİYETLERİNİN ZEYTİNCİLİĞE ETKİSİ

MADENCİLİK FAALİYETLERİNİN ZEYTİNCİLİĞE ETKİSİ
DR. EŞREF ATABEY
Jeoloji Yüksek Mühendisi /Tıbbi Jeoloji uzmanı
Türkiye’de zeytinciliğin yoğun olarak yetiştirildiği Marmara, Ege, Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde mermer ve taş ocakları başta olmak üzere metalik, endüstriyel hammadde madenciliği yapılmaktadır. Milas ve Yatağan’da yaşandığı üzere binlerce dönüm zeytinlik kömür madeni adına yıllardan beri yok edilmiş; 24 Temmuz 2025 tarihli ve 32965 sayılı Resmi Gazete’de yayınlan yasanın 11. maddesinde yer alan hükümle, 3213 sayılı Maden Kanunu’nda değişikliğe gidilmiş ve 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunu’nun emredici hükümlerine açıkça aykırı olarak zeytinlikler madencilik faaliyetlerine açılmıştır.
https://www.researchgate.net/publication/394454350_ZEYTINLIKLERIN_MADENCILIK_FAALIYETLERINE_ACILMASI
Geçmişten günümüze zeytin, insanlar için vazgeçilmez bir ağaç ve yaşam kaynağı olmuştur. Birçok mitolojik anlatıda ve kutsal kitaplarda zeytin ağacından sıkça bahsedilmiştir. İnsanlık tarihi boyunca zeytin, farklı medeniyetlerde, barışın, refahın, bereketin, sağlığın, adaletin, bilgeliğin, erdemin, zaferin, aklın, arınmanın, yeniden doğuşun ve kutsallığın sembolüdür. Anadolu’da dile gelmiş bazı efsanelerde zeytine “ölmez ağaç” ya da “hayat ağacı” derler. Dünya üzerindeki en uzun yaşayan ağaçların başında gelir Sümerler’den beri barışın simgesidir. Günümüzde ise, yedi ülkenin bayrağında ve Birleşmiş Milletler’in ambleminde, barışa ithafen zeytin dalı simgesi yer alır.
Zeytinlikler;
Karbon yutar, iklim değişikliğini yavaşlatır.
Toprağı ve suyu korur.
Kırsal geçim kaynağıdır.
Biyoçeşitlilik açısından zengindir.
3573 sayılı ‘’Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun, Madde-20: ‘’Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevî atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez’’ diye ifade edilmektedir.
Kanuna göre maden ocağı, taşocağı ya da mermer ocağı çevresinde zeytinlikler bulunmakta ise ve zeytinliklere mesafesi 3000 metreden daha az ise toz çıkaran maden ocağı ya da tesislere izin verilemez; ilkesine karşın yeni düzenlemeyle 3573 sayılı kanun işlevsiz duruma getirilmiştir.
Maden ocakları ve tesislerden çevreye yayılan tozun zeytin ağaçları ve ürüne çok fazla zararı olmaktadır. Tozdan bitkiler strese girerek kamçılaşma ve yaprak dökümü olmakta, çiçek döllenmeleri azalmakta ve meyve verimi düşmektedir.
Patlatmalarla oluşan sarsıntıyla zeytinliklerde çökmeler ve heyelanlar oluşmaktadır. Arazinin fiziki yapısı bozulmakta; birer su deposu olan kayaçlar yok edildiğinden, zeytinlikler için gerekli su kaynakları da azalmakta ya da yok olmaktadır.
Zeytinlik alanlarda yer altı su seviyesi düştüğünden, toprağın nemi de azalmakta ve zeytin ağaçları kurumaktadır.
Aydın Mevkiinde olduğu üzere, Hidrotermal Santrallerden deşarj edilen bor’lu sıcak sular toprağı sertleştirip çoraklaşarak verimsizleşmekte ve ağır metalce zengin sıcak sular zeytin ağaçlarını kurutmaktadır.
Patlatmaların etkileri
Maden ve taş ocağı patlatmalarıyla oluşan sarsıntıyla zeytinliklerde çökmeler ve heyelanlar oluşur. Patlatma anında çevreye fırlayan kaya parçaları zeytin ağaçlarına zarar verir (Eşref Atabey, 2024).
Şekil 1- Zeytinliğe sınır bir taş ocağında oluşan heyelanın zeytinliğe etkisi (Fotoğraf. Eşref Atabey).
Şekil 2- Zeytinlik sınırında açılmış bir taş ocağında dinamit patlatması sırasında havaya yayılan toz bulutu (Eşref Atabey, 2023b).
Su kaynaklarına etkisi
Sedimanter kayaçların gözenekleri ile kırık ve çatlakları içinde, yağmur sularının zemin içerisine süzülmesiyle oluşan meteorik sular, daha önceden hapsolmuş formasyon suları vardır. Sedimantasyon sırasında hapsolmuş olan formasyon suları hidrolojik döngünün bir parçasıdır. Ayrıca çok eski jeolojik zamanda oluşan fosil sular bulunmaktadır. Özellikle kireçtaşı kayaları birer su deposudurlar (E. Atabey, 2023a, 2024).
Madencilik faaliyetleri, mermer ve taş ocağı faaliyetleriyle yer altından aşırı su çekimi olmaktadır. Özellikle orman/bitki örtüsü yok edildiğinde ekolojik denge tamamen bozulur.
Taş ocakları yarmaları kaya çatlak sistemlerini kestiklerinden, yer altı suyuna sızan suyun açığa çıkmasına, akış yönünün değişmesine, buharlaşmasına ve kaybına neden olur.
Ayrıca su derine kaçtığından yer çökmelerine neden olur. Patlatmalarla mevcut su kaynaklarının yolu değişir, su kaynakları azalır ya da kurur.
Kireçtaşları mikro ve makro çatlaklı ve gözenekli, içinde karstik boşluklar barındıran, kar sularını depolayan tıpkı bir binanın çatısındaki su deposu gibi, birer su deposudurlar. Taş ve mermer ocağı ile bu sistem ortadan kalkar.
Madencilik ve blok mermer üretimi esnasında arazinin fiziki yapısı bozulur, birer su deposu olan kayaçlar ve zeytinlikler yok edildiğinden, zeytinlikler için yaşam kaynağı olan su kaynakları azalır ya da yok olur.
Madenciliğin zeytin tarımına etkisi
Toprağın ana maddesi kayaçlardır. Kayaçlar olmazsa toprakta, bitkilerde, su da olmaz. Madencilik faaliyetleriyle kayaçlar yerlerinden kaldırıldığı için çevresindeki toprak oluşumu da durur. Zeytinliklere sınır maden ocağı, taş ocağı ve mermer ocaklarının tozları zeytinlere zararı olur. Tarım alanlarında toprağın nemi azalır ve toprak kurur, yer altı suyu azalır, kuyuların su seviyeleri düşer, zeytin ağaçları kurur.
Tozların etkisi
Madencilik kaynaklı olan özellikle mermer tozu en küçük boyutta mermer atıklarıdır. Açığa çıkan ve büyük çoğunluğu 1 mm’nin altında olan tanecikleridir. Madencilikten ve mermercilik faaliyetinden kaynaklı tozun tane boyutunun %90’ının 56 mikron altında olduğu saptanmıştır. Toz kirliliği çevredeki zeytinciliğe ciddi zararlar verir.
Mermer tozu, zeytin bitkisi yapraklarında stomaları kapatır ve bitki zayıf düşer. Bitki zayıf düşünce parazitler bitkiye hücum eder ve bitki ölür. Toz, bitkilerin yapraklarında solunumu ve fotosentezi engeller; döllenmeyi önler ve meyve oluşumunu azaltır.
Şekil 3- Mermer tozundan zarar gören zeytinlik (Eşref Atabey, 2023b).
Zeytin ağaçları yaprakları ile döllenmelerine tozun etkisi
Kuru durumda yaprak yüzeyinde biriken tozlar;
1-Yaprak yüzeyinde biriken tozlar (toz ya da kabuklaşmış toz) güneş ısınlarını geri yansıttıkları için fotosentez olayını (fiziksel olarak) geriletirler.
2-Gece nemi ile nemlenen toz, gündüz kuruyarak yaprak yüzeyinde kabuklaşır. Özellikle kül ve küldeki sönmemiş kireç tozu (CaO) gece hava nemi ve çiğ ile önce Ca(OH)₂ sonra da Ca(HCOз)₂‘a dönüşür. Bu kalsiyum bikarbonat gündüz hava ısındığında kuruyarak diğer toz ve kül taneciklerini de birbirine yapıştırır. Yüzeyi toz kabuğu ile kaplanmış olan yaprak yeterli güneş enerjisi alamaz, fotosentez ve solunum gücü azalır. Bu azalma bitkinin beslenme, meyve verme ve büyütme gücüne olumsuz etki yapar (M. Doğan Kantarcı, 2015).
3-Tozlar yaprak yüzeyindeki solunum gözeneklerinin (stoma) kapakçıklarının çevresine yerleşerek onların çalışmasını önlerler. Hava kuruduğunda (öğle vakti) kapanamayan kapakçıklardan terleme devam eder. Bitki yaprağı devamlı ve aşırı su kaybından (kuraklık etkisi) zarar görür ya da kurur (şehir içi parklar, yol kenarları, orman kenarlarında daha belirgin görülür) (M. Doğan Kantarcı, 2015).
4- Kül ve ince tozlar dişi çiçeğin yumurtalık borusunun ağzına konar ve buradaki yapışkan sıvıyı kurutur. Çiçek tozları yumurtalığın ağzına yapışamaz ve yumurtalığa taşınamaz. Bu durumda ağaç çiçek açar. Ama döllenme gerçekleşemediği için meyve verimi azalır (M. Doğan Kantarcı, 2015).
Şekil 4
Nemli koşullarda magnezyum oksit içeren tozlar, magnezyum hidroksite, kalsiyum oksit içeren tozlar ise kalsiyum hidroksit kimyasal değişime uğrarken, sıcaklık oluştururlar ve zeytin yaprakları ve bitki yapraklarında yakıcı etki yapar.
Tozdan bitkiler strese girer, kamçılaşma ve yaprak dökümü olur. Böyle olunca meyve ağacı varlığını sürdürebilmek için meyve gözü yerine yaprak gözü oluşturmaya başlar ve sonunda dane verimi düşer.
Mermer çamuru zararı
Mermer ocağında ve atölyesinde oluşan mermer çamurunun önemli bir miktarı kalsiyum oksit ve magnezyum oksittir. Çamurdaki partiküllerin boyutları 200 mm’nin altındadır.
Mermer kesiminden kaynaklı atık suyun elektriksel iletkenliğin 12.500 mikrosiemens/cm, toplam katı madde 9600 mg/l değerleriyle yüksek olduğu görülmektedir. Bu özellikteki su alıcı dere, kaynak ve göllere ulaştığında ciddi kirlilik oluşturur. Çevredeki zeytinliklere zarar verir (Eşref Atabey, 2023a).
Arazi Kullanımı, Çökme, Ağır Metal Kirliliği
Madencilik faaliyetleriyle örneğin Milas kömür santralleri sahasında olduğu üzere, birçok zeytinlik alan ve zeytinlikler yok edilmiş; Jeotermal enerji santralleri zeytinliklere kurulmuştur. Jeotermal enerji santrallerinin %62’si tarım arazileri zeytinlikler üzerinde kurulmuştur. Zeytinliklerde Jeotermal aktivitenin çeşitli aşamalarında, kuyu püskürmesi, buhar borularının yırtılması, türbin kusurları, yangınlar gibi kazaların meydana gelme olasılığı bulunmaktadır (Eşref Atabey, 2023b).
Şekil 5- Zeytin bahçeleri içinde kurulmuş bir jeotermal santral ve Kuyu püskürmesi (Eşref Atabey, 2023b).
Şekil 6- Zeytin bahçeleri içinde kurulmuş bir jeotermal santral ve Kuyu püskürmesi (Eşref Atabey, 2023b).
Aydın ve İzmir yöresindeki jeotermal santrallar zeytin bahçeleri içinde ya da sınırdır. Jeotermal akışkanlar içindeki ağır metaller olumsuz etki yapmakta, özellikle bor ve sıcak buhar, zeytin ağaçlarında kurumaya yol açmakta, aşırı sıcak su çekimi zeytin bahçelerinde çökmelere neden olabilmektedir (Eşref Atabey, 2023).
Şekil 7- Jeotermal akışkanlar ve buhar etkisiyle zeytin ağaçlarının kuruması (Eşref Atabey, 2023b).
Kaynaklar
Eşref Atabey. 2024.Mermer ve Taş ocaklarının çevreye etkileri. Sarmal Kitabevi. ISBN: 978-625-6885-05-9. 136s.İstanbul.
Eşref Atabey. 2023a. Madencilik ve Çevre. 196s. Sarmal Kitabevi. ISBN: 9786256885042. İstanbul.
Eşref Atabey. 2023b. Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Çevre. 154s. Sarmal Kitabevi. ISBN: 978-625-6885-04-2. İstanbul.
M. Doğan Kantarcı, 2015; Açık taş ocağı işletmesinin çevreye etkileri ve sürdürülebilirliği. 7. Ulusal Kırmataş Semp. 5-6
.3.2015. Bildiriler kitabı ISBN: 978-605 01 0691-6 (129- 138). (Edit.: O. Arıoğlu, N. Tokgöz).