DR. EŞREF ATABEYFLAŞ HABERHABERLER

ARSUZ’UN DEPREMSELLİĞİ, ZEMİN DURUMU VE YERLEŞİMİ

ARSUZ’UN DEPREMSELLİĞİ, ZEMİN DURUMU VE YERLEŞİMİ

 

DR. EŞREF ATABEY

Jeoloji Yüksek Mühendisi / Tıbbi Jeoloji Uzmanı / Yazar

 

Hatay’ın Arsuz ilçesi nüfusu 2023 yılı ADNKS göre, 101.233’dür. Arsuz ilçesine bağlı 7 belde ve 28 mahalle bulunmaktadır. Depremden sonra en fazla göç alan ilçe Arsuz’dur. Hatay ili ilçelerinden depremsellik yönüyle zemin özellikleri bakımından nispeten güvenli ilçeler Erzin, Arsuz, Yayladağı, Altınözü ve Belen’dir. Fay ve kırık hatları üzerindeki Antakya, Defne, Kumlu, Reyhanlı, Kırıkhan ve Hassa ilçeleri Amik Ovası alüvyonunda kurulduklarından depremsellik yönüyle risklidir. İleriki zamanlarda en fazla nüfus baskısı yaşayacak ilçe Arsuz görülmektedir.

 

Depremin yıkıcı nedenleri

 

-Tektonik yapı, kaya türü dağılımı, jeomorfolojik ve hidrojeolojik özellikler

-Zemin özellikleri (alüvyon zeminler)

– Deprem dalgaları etkisi

– Zemin sıvılaşması

–  Kontrolsüz yapılaşma

-İmar afları

-Yapı kalitesizliği diye sayabiliriz.

 

Depremselliği

 

 Arsuz jeolojik olarak Afrika Levhasının kuzeydoğu ucu üzerindedir. Daha çok çevresinde olan depremlerden etkilenebilir. Arsuz ilçe sınırları içinde büyük deprem üretecek diri fay saptanmamış. Ancak, İskenderun ile Payas, Dörtyol arasında güney-kuzey doğrultusunda uzanan diri faylar bulunur. 

Şekil 1 

 

Arsuz’un deniz kıyısı dolgu zeminler ile Arsuz alüvyon ovasında sıvılaşma ve binalarda gömülme olacağından depremsellik yönüyle en riskli zeminleri oluşturur. Nitekim Arsuz’da depremde yıkımın en şiddetli etkisi alüvyon ovası, bataklık üzerinde kurulu yapılarda olmuştur.

 

Tsunami riski

 

 Akdeniz’e açık olduğundan, Akdeniz’de gerçekleşecek büyük depremde tsunami olasılığı yüksek olup, en fazla risk altındaki yerleşim Arsuz’da denizin kıyı alanlarıdır. Arsuz, İskenderun ve Samandağ sahilleri ‘’orta düzeyli tsunami’’ riski altındadır.

Şekil 2

 

Jeolojik özelliği-zemin

 

 Arsuz ilçe merkezi doğusu Amanos Dağları bölümünde, 99.7-70.0 milyon yıl arası yaşlı ofiyolit kayalarından harzburjit, piroksenit, serpantin ve dünit kayaları; ovanın doğu kenarında ve güneyinde 15.9-11.6 milyon yıl arası yaşlı kumtaşı, marn, kiltaşı, tüfitten oluşan birim; Konacık güneyinde yine aynı yaşlı denizel resifal kireçtaşı; Uluçınar güneyi ve Gökmeydan batısında 5.3-2.5 milyon yıl arası yaşlı kumtaşı ve kiltaşından oluşan kaya biriminden; Arsuz Ovası ise 1.8 milyon yıl ile Günümüz arası yaşlı çakıl, kum, silt, kil, çamur ve topraktan oluşmaktadır. Ovada yer altı su seviyesi yüzeye yakındır.

 

Arsuz’da en zayıf zeminler kıyı düzlüğü, dolgu alanlarındaki alüvyonlar, birikinti konileri ve yamaç döküntüleri bu tür zeminleri oluşturur. Sağlam zeminler alüvyon ovası dışında kalan Amanos Dağları yamaçlarına doğru ve güney kesimleridir.

Şekil 3 

 

Bölgesel zemin etütleri

 

Arsuz için bölgesel zemin etütleri yapılmadan yeni yerleşimlere izin verilmemeli. Özellikle yeni yerleşim bölgelerinin belirlenmesinde ve mevcut yerleşim bölgelerinin imara yeni açılacak kesimleri için gerçekleştirilecek olan yerleşim alanı seçiminin planlanmasında esas alınacak bölgesel etütler, aşağıda belirtilen aşamalardan/unsurlardan ve bunlara ilişkin teknik belgelerden oluşmalıdır.

a- Topografik koşullar (morfolojik harita),

b- Jeolojik koşullar (jeoloji haritası ve kesitleri),

c- Bölgenin sismisitesi, aktif fayların konumu, uzanımı ve yapılaşma için planlanan alana uzaklığı (sismotektonik harita), 

d- Hidrojeolojik değerlendirme (yer altı suyu haritası),

e- İncelenen alan genelinde kaya ve toprak zeminlerin sınırlarının ayırtlanarak bunların inşaat mühendisliği tasarımında önem taşıyan jeoteknik parametrelerinin ve dinamik özelliklerinin tayini,

f- Doğal afetlere ilişkin değerlendirmeler:

1 – Aktif potansiyel heyelan alanları,

2- Taşkın potansiyeline maruz kalabilecek alanlar,

3- Gevşek toprak zeminlerin ve ayrışmış zonların yayılımı,

4- Gevşek zeminlerde sıvılaşma potansiyeli gibi risklerin değerlendirilmesi ve bunlara ilişkin zon haritalarının yapılması,

g- Tüm haritaların birlikte değerlendirilmesiyle (üst üste çakıştırılarak tek bir harita haline getirilmesiyle) “mühendislik jeolojisi” ve “arazi kullanım” haritalarının hazırlanması.

 

Mikrobölgelendirme haritaları 

 

Özellikle yerleşim birimlerine özgü olarak, kentsel yerleşim ve sanayi bölgelerinde deprem tehlikesinin belirlenmesi amacıyla hazırlanan ve kullanılan mikrobölgelendirme haritalarının büyük bir önemi vardır. Depremi sonuçlayan yer hareketinin parametrelerinin ulaşacağı azami seviyeler ve deprem etkisiyle oluşacak zemin sıvılaşmaları,  heyelanlar,  su baskınları gibi ikincil etkilerin sınırlarının belirlenmesini sağlayan bu haritalar,  kentsel bölgelerde meydana gelebilecek büyük depremlerin oluşturacağı hasarları ve sosyo-ekonomik kayıpları tahmin etmeye yarayan ve Deprem Senaryoları olarak adlandırılan çalışmalar için önemli bir veri kaynağıdır.  

 

Arsuz zemin hareketlerine etki eden faktörler 

 

Arsuz zemin hareketlerine etki eden faktörler litoloji, eğim, bakı, yamaç eğriliği, arazi örtüsü, toprak yapısı, fay hatlarına uzaklık, akarsulara yakınlık, yağışın etkisi, suyun yüzeyde kaldığı bozuk drenaj sahalarıdır.

 

Kaya türü dağılımı, zemin hareketlerinin oluşmasında en belirleyici kriterlerdendir. Yamaçları oluşturan kayaçların yapısal özellikleri, kırık ve çatlaklı, tabakalı yapısı zemin hareketlerini kolaylaştıran koşullardır. Kayaç yapısını oluşturan tanelerinin çapı, şekli, dağılışı, yüzeylerinin kayganlık ve pürüzlülük derecesi, taneleri birleştiren çimentonun miktarı, cinsi ve çimentolanma derecesi, porozitesi, paketlenme şekli, geçirimliliği, kayacın mekanik duraylılığına etki yapan en önemli litolojik yapı özelliklerindendir. 

 

Yatay ya da eğik durumlu ve farklı litolojik karakterli tabakalardan, örneğin kil, marn, kumtaşı, kireçtaşı gibi malzemelerden oluşmuş yamaç ve şevlerde, dış etkilerle yumuşak seviyeler aşınmada, sert tabakalar çıkıntı teşkil etmekte ve bir süre boşta, askıda kaldıktan sonra aşağıya düşmektedir. 

 

Zemin hareketleri duyarlılık haritası 

 

Zemin hareketleri duyarlılık haritasına göre, çok yüksek duyarlı alanlar kuzeyde Kepirce, Derekuyu, Harlısu, Yukarı Kepirce, Büyükdere, Kurtbağı ve Karagöz’de; güneyde ise Kale, Işıklı ve Tatarlı’da görülmektedir [1].

 

1- Yamaç molozları, çamurtaşı, kiltaşından oluşan eğimli kaya birimleri üzerinde zemin hareketleri fazladır.

 

2- Arsuz kuzey ve orta kesimlerinde zemin hareketlerine duyarlı alanların fazla olması insan hayatı açısından riski artıran bir durumdur. 

 

3- Büyük yerleşim alanlarının daha çok kuzey kesimlerinde daha sonra orta kesimlerde olması güneyde ise daha küçük yerleşim alanlarının bulunması zemin hareketlerinin insan üzerindeki riskinin kuzeyden güneye doğru azalmasına neden olmaktadır. 

 

4- Zemin hareketlerinin genel olarak Amanos Dağları’nın yamaçlarındaki kırsal yerleşmelerin yakınlarında veya bu yerleşmelerin birbirine bağlayan ulaşım yolları üzerinde olması zemin hareketlerinin insan üzerindeki etkisini arttıran bir durumdur. 

 

Bozuk drenaj sahaları

 

Uluçınar Mahallesi ile Gökmeydan Mahallesi’nin bulunduğu kesim Kasım-Aralık aylarından Nisan sonu Mayıs ayı başlangıcına kadar suyun yüzeyde kaldığı bozuk drenaj sahasıdır. Depremsellik yönüyle, deprem dalgalarının yıkıcı etkisi ve sıvılaşma olayı için en riskli bölgedir. 

Şekil 4

Şekil 5

 

Kaynaklar

Eşref Atabey. 2023. Hatay tarihi, jeolojisi, madenler, doğa tehlikeleri, depremselliği, tıbbi jeolojik unsurlar, çevre ve halk sağlığı. Tez-Koop-İş Sendikası Eğitim ve Araştırma Yayınları-2. 272s. Ankara

Eşref Atabey. 2020. Deprem ve Tsunami. Asi Kitap. 309s.İstanbul. 

[1] Mehmet Değerliyurt. 2013. Antakya’da Doğal Afet Risk Analizi ve Yönetimi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Coğrafya Anabilim Dalı Doktora Tezi.

 

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu