ALİ DİZDAR YAZDI: DENK GELDİ MANZARA KOYDUM
Son günlerde gündeme oturan konumuz plajlara ya da kıyılara beyaz kum adıyla mermer tozu dökülmesi. Vatandaşlar çektikleri fotoğraflarla ihbarda bulundular basın üstüne gitti Belediye görevini yaptı ve bu şuursuzca yapılabilecek kanunsuz ve canice uygulama önlendi.
Belediye Başkanı ve Kent Konseyi Başkanı bu konuda basın toplantısı da yaptı. Açıklamalar enfesti.
İşte olması gereken bu…
Kuvvetlice alkışlıyorum…
Peki tamam ancak sadece mermer tozu mu zararlı diğerleri ne olacak sahillere dökülen mıcırlar ne zaman engellenecek üstelik belediyenin kendi döktüğü de var.
Bakın bu fotoğraflar önceki yıllarda Belediyenin Kumbahçeye döktüğü mıcırlar. 23 yıldır tekrarlanıyor.
Kent Konseyi Başkanı Poseydon Çayırlarının yok oluşundan bahsetti. Evet Kumbahçe Koyu’nun belki de yarısı Poseydon Çayırları ile bezeliydi bugün hiç kalmadı.
Bu konuya ilişkin hazırladığım dosyayı önceki Belediyelere de verdim bu günkü Belediyemize bilhassa Başkana bu dosyayı iki kez ilettim ki kurtarırsa bu başkan kurtarır Kumbahçe’yi diyerek ancak geçen yılki uygulama da aynıydı.
Belki acemiliğine denk gelmiştir bu yıl daha iyisini bekliyorum. Bu konuyu tekrar tekrar yayınladım hatırlıyorsunuzdur ancak Belediyeye de sunduğum dosyayı aşağıda tekrar yayınlıyorum. Düzelmediği sürece ölene kadar tekrarlayacağım.
Daha önce okumadıysanız okumalısınız. Sunum dosyasıdır uzundur sabrınıza sığınıyorum.
KUMBAHÇE SAHİLİNDE SOSYAL YIKIM ve DOĞANIN KATLEDİLMESİ
İyiliği de kötülüğü de denizden gören kaderini denizle özdeşleştirmiş Bodrumlunun önemli yaşam alanlarından birisi de Kumbahçe Sahilidir.
Bodrum’da ki yaşamın canlılığını, karakterini ve kalitesini Kumbahçe Sahilindeki yaşamdan analiz edebilirdiniz.
Sosyal yaşamının çoğunluğunu deniz kıyısında kurgulamış Kumbahçe, Omurça ve Çarşı mahalle sakinleri bu kıyıda sosyalleşmiş, kahvehanesini, lokantasını sahile kurmuş çocuklarını da deniz kıyısında büyütmüş ve deniz kültürüyle yetiştirmiştir.
Kumbahçe Sahilinde denize çakılmış kazıklar üzerine tutturulmuş küçük tahta iskelelerde sıklıkla kullanılan sandallar, küçük yelkenliler ve balıkçı tekneleri bağlı olurdu. Bilhassa akşamları kıyı denizinde sandal sefaları yapan mahallelinin gece sohbetleri için sözleşmişçesine her akşam yemekten sonra buluşup oturduğu bu kıyı; bunaltıcı sıcak gecelerde ailece serin serin oturulan ve hatta uyunan bir mekânıdır.
Eski Bodrum’lu yüksek eğitim görmüş öngörüsü çok uzaklara giden bir toplum değildi. Hoşgörü ve doğrulukla yoğrulduğundan kötü ve sinsi düşüncelere sahip olamamış yüksek eğitimli kişilerin yönlendirmelerini doğru ve faydalıdır düşüncesiyle kabullenmiştir.
Turizmin sükse yaptığı bu beldede süratle çoğalan günlük gezi teknelerinin ve büyüyen iskelelerin Kumbahçe sahilinde yoğunlaşmasının getirdiği kargaşa, kirlilik ve işgaliye; halka denize girecek yer bırakmayınca, Belediyece tek çare sahildeki iskeleleri söküp sahili teknelerden arındırmak olmuştur. (Belediye Başkanı Tuğrul ACAR zamanında)
Ancak ardından verilen yanlış kararla tıka basa mıcırla doldurulan Kumbahçe Sahilinin doğallığına son verilmiştir. Plaj yapıyoruz sevdasıyla yapılan bu dolgu; doğa tahribatı ve yasa dışılığın yanı sıra sosyolojik yıkımı da beraberinde getirmiştir.
Önceleri kurtarma kuleleri dikilip “Halk Plajıdır” tabelası dikildikten sonra Mavi Bayrak bile kazanmış olan bu mıcırdan plaj; kıyıya sınırı olan işletmelerce yavaş yavaş işgale başlanmış ve Kumbahçe Plajının tamamı sahile kıyısı olan işletmelerce işgal edilerek mahalle halkının denizle olan ilişkisini kesmiştir.
“Kıyılar Halka Açıktır” söylemi samimiyetten uzaktır, sahili kullanmak isteyen halkla işletme çalışanlarını kavga ettirmeye yönelik bir açıklamadır.
Kendi mekânında yabancı birilerinin ne içersiniz veya şezlong parası, diye başına dikilip turist muamelesi göreceğini, yanaşık düzen şezlonglarda herkesle dirsek temasında yatmaktan hoşlanmayacağını ve hır çıkacağını bildiği için sahile inemeyen mahalleli, çocuklar için oynayacak yer kalmayan, tanıdık kimseyi göremediği yabancılaşan kıyıya tehlikeli gözüyle de bakınca çocuklarını da gönderemez olmuş, denize girmekten vazgeçtiği gibi çocuklarını da sahilde büyütmekten vazgeçmiş ve eve kapanmıştır.
Gündüz cıbıldaklarla birlikte yan yana oturamayan bu halkın gece de barların sınır tanımaz gürültülerinde masa üzerinde oynayan rakkas ve rakkaseleriyle alkol ve seks kokan ilişkilerle de işi olmaz.
Gündüz ve gece ticarete malzeme olan, gelenek ve göreneklerini öğrendiği deniz kıyısını kullanamayan ve hatta sokağa çıkmayan çocuk; arkadaşlık edinmedeki sabır gayret ve özverilerden uzaklaşmaktadır. Sosyalleşme ve oyun gereksinimini bilgisayar başında oturarak sağlamaya çalışan çocuklarımız kötü alışkanlıklara açık bir ortamda yalnızlaşmakta ve şişmanlaşmaktadır.
Kıyıya plaj düzenlenmesi adı altında yapılan bu uygulama ile bu koca Mahalleler; yüzlerce yıldır yaşamını şekillendirdiği, denizle olan bağlılığını, geçim kaynağını, eğlenmek için de, dinlenmek için de kullandığı, çocuklarının oyun sahsını, denizci olmayı öğrendiği ilk mecrasını kaybetmiştir.
Kampanyalarla çöpünü topladığı bu güzelim sahil artık ona haram edilmiştir. Kültürel değerlerine aykırılaşan bu sahille ilişkisi otomatik olarak kesilen mahallelinin daha fazla umursanması, Kumbahçe Sahiline ve halkına yapılan bu kötü ve yanlış uygulamadan acilen vazgeçilmesi gerekiyor.
Sadece Kumbahçe ile sınırlı kalmayan bu işgal ve gasp tüm yarımadamıza hakim hale gelmiştir.
KUMBAHÇE SAHİLİNDE SOSYAL YIKIM YANINDA DOĞA DA KATLEDİLİYOR.
Yaklaşık 23 yıldır her turizm sezonuna girerken, sadece sahilde güneşlenecek turistlerden kazanacakları parayı düşünen kıyıda işletmesi bulunanlar Bodrum Belediyesi eliyle Kumbahçe Sahiline mıcır dökerek plaj düzenlemesi yapıyorlar.
Bu dökülen mıcırların büyük bir kısmı, kış aylarında, bilhassa lodos fırtınalarının yarattığı büyük dalgalarla denize çekiliyor. Ardından başlayan yeni sezonda eksilen mıcırların yerine, gönlünce yenileri seriliyor ve sahil her yıl biraz daha genişliyor. Kumbahçe sahilinde her yıl yinelenen bu işlemle KUMBAHÇE KOYU’na sürekli dolgu yapılmış olunuyor.
Sahilinin doğu ucundaki başlangıç bölümü, doğası gereği, dalga gelgitlerinden daha fazla etkilendiği için, bu bölüme dökülen mıcırların neredeyse tamamı denize çekilmekte, dolayısıyla buraya dökülen mıcır miktarı sahilin diğer kısımlarına dökülenden daha fazla olmaktadır.
Bir örnek 2010 yaz sezonuna girilirken bu kısma dökülen mıcır miktarı sayabildiğim ve fotoğrafla kayıt altına alabildiğim 11 kamyondur. Ve bu her yıl tekrar edilmektedir.
Yaz ve kış fotoğraflarını yan yana getirdiğimizde sahile serilen bu mıcırların denize çekildiğini açıkça görüyoruz. Yani denizi dolduruyoruz.
Dünyanın yedi harikasından biri ile birlikte onlarca tarihsel değerlerin yanı sıra, Dünyanın En Güzel Koyları Birliği Üyesi ve bu güzel koylara sahip Bodrum’da, mıcırdan suni bir plajda denize giriliyor olması bile yeterince onur kırıcı değil midir?
Bu sahilde umursanmayan diğer bir uygulama da; Atatürk İlköğretim Okulu’nun her iki yanındaki Kumbahçe ve Azmak Derelerinin önüne serilen mıcırlardır. Kışın yağan yağmurlarla oluşan ve kuvvetli akan dereler gerek taşıdıkları toprağı gerekse bizlerin önüne serdiğimiz mıcırları denize sürüklemektedir. Dikkat edilirse bu derelerin kıyıdan biraz açığında topuk tabir ettiğimiz sığlıklar oluşmaya başlamıştır bile.
Gerek fırtınaların oluşturduğu büyük dalgalar gerekse yağmurlarla oluşan kıyı akıntıları sahile serilen bu mıcırlar ve mıcırlarla birlikte gelen ince toprakla Kumbahçe Koyu her yıl biraz daha sığlaşmakta ve deniz dibi yaşamı katledilmektedir. Kumbahçe sahiline yıllardır dökülen ilave mıcırlar deniz dibine örtülü bir tabaka oluşturmaktadır. Poseydon çayırları yok olmuştur.
Derelerin binlerce yılda bile yapabileceği şüpheli iken bizler bu dolguyu kendi ellerimizle çabuklaştırarak birkaç on yıla sığdırmaktayız.
Doldurma işleminin nasıl yapılabileceği Anayasa, Kıyı Kanunu, Çevre Kanunu, İmar Kanunu ve bunlara ilişkin yönetmeliklerle izne tabi tutulmuş olup denetlenmesi gerekmektedir. Bu konuda hatırlatmakta yarar gördüğüm birkaç kanun maddelerini yazayım:
1 – Doldurma ve kurutma işlemi yapacak olan ilgili idarece doldurma ve kurutma işlemine ilişkin talep valiliğe iletilir.
2 – Valilik, doldurma ve kurutma yapılmasında sakınca olup olmadığına dair gerekçeli görüşünü, teklifle birlikte Bakanlığa iletir.
3 – Bakanlık, konusuna ve bölgenin özelliğine göre ilgili kuruluşların (Genel Kurmay Başkanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı) görüşünü alarak teklifi inceler.
4 – Teklifin Bakanlıkça uygun bulunması halinde, doldurma ve kurutma alanını ve bu alandaki uygulamayı içeren uygulama imar planı, talep sahibi idarece yapılır veya yaptırılır.
5 – Doldurma suretiyle kazanılacak arazi için yapılan 1/1000 ölçekli dolgu imar planı Kıyı Kanunun 7 nci maddesi uyarınca Turizm Bakanlığı’nca onaylanır.
6 – Doldurma işlemleri onaylı imar planlarına uygun yapılmak zorundadır aykırı işlemler yapılamaz.
7 – Planların hazırlanması, incelenmesi ve doldurma işleminin gerçekleştirilmesi aşamalarında, ekolojik dengenin korunması, bunların çevrelerinin ve bu çevredeki canlı hayatın olumsuz etkilenmemesi esastır.
Kanunlar böyle kurallar koymuşken plaj düzenlemesi yapıyorum adı altında belediyenin bu uygulaması ve bu uygulamayı yapan işletmelere göz yumması kanunsuzdur.
Bildiğim kadarıyla Kumbahçe Sahilinde izni alınan dolgu sadece sahilin doğu ucuna yani Belediyenin Kumbahçe Kafe’sininde üzerinde bulunduğu şimdilerde kapatılan Halikarnas diskonun etrafına/kıyısına yapılan kaya ve üzerindeki beton dolgusudur. Sahilin diğer kısımlarına yapılmış olan dolgular (mıcır dökülmesi) ve dolgunun her yıl yinelenmesi yasal değildir.
Yapılan işlemin yasal olup olmadığı bir yana bırakılsa bile bu anlayışla devam edilecek uygulamalar hem kötü örnek oluşturmakta hem de geri dönülemez olumsuzluklara yol açmaktadır.
Kumbahçe Sahilinin doğu ucundaki kayalarla dolgu yapılan bölümü üzerine mıcır doldurmak yerine, kışın kaldırılmak üzere portatif ahşap bir platform yapılarak kullanıma sunulması düşünülecek çözümlerden sadece biri olabilir.
Kumbaçe plajının diğer bölümlerine yeni mıcır veya benzeri maddelerin dökülmesine izin verilmemesi sadece düzeltilerek halkın kullanıma sunulması gerekmektedir.
Kumbahçe Sahili bu yanlış uygulamadan kurtarılması gerekiyor. Kamu yararı bahanesiyle yapılan bu işlem kamu zararına dönüşmektedir ve durdurulmalıdır. Zararın neresinden dönülse kardır.
Değerlerimize sahip çıkmak ve korumak hepimizin görevidir.
KUMBAHÇEDE SOSYAL YIKIM VE DOĞANIN KATLEDİLMESİ konusu sadece Belediyenin tutumuyla düzelebilecek düzeydedir.
Saygılarımla. Ali Dizdar 07 Haziran 2020
Ali bey Kumbahçe sahili ile ilgili yazını okudum. Gerçekten çok güzel bir konuya değinmişsin. Malesef Bodrum sahilleri ranta teslim edilmiş. Hemde yerel yönetimlerin de katkılarıyla. Bu durum nasıl düzelir, eski haline gelir mi bilmem. Ben bu konuda iyimser değilim. Hani bir tabir var ya: ” Giden geri gelseydi, mezardaki dedem gelirdi” diye. Ancak ilahi bir kuvvet belki bu duruma dur der. Günümüzde yaşanan Kovit 19 gibi. Gölcük depremi gibi. Çok kötü düşünüyorum değil mi? Ama kendimi haklı görüyorum. Çünkü Bodrum’un katlini hazmedemiyorum. Yerli halkın büyük çoğunluğunun da benim gibi düşündüğü kanısındayım. Ticari işletmeler herşey mübahtır zihniyetiyle, Bodrum’ u Karhane gibi düşündüğü sürece: Gün olacak “Geldikleri gibi gidecekler” saygılarımla.