DR. EŞREF ATABEYFLAŞ HABERHABERLERKÖŞE YAZARLARIMIZ tüm yazılar için fotografa tıklayınız

RÜZGAR TÜRBİNLERİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ 

RES yazı dizisi-4

RÜZGAR TÜRBİNLERİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ 

 

  1. EŞREF ATABEY

Jeoloji Yüksek Mühendisi / Tıbbi Jeoloji Uzmanı / Yazar

 

Rüzgar enerjisi; doğal ve tükenmez, fosil enerji kaynaklarındaki gibi çevre kirliliği yaratmayan, karbondioksit emisyonunu azaltan enerji kaynağı olarak görülmektedir. Geleneksel elektrik güç kaynaklarının aksine rüzgar enerjisi; partiküller, metan, cıva, kükürt dioksit ve azot oksitler gibi kirleticiler içermez. Madencilik veya sondaj için yakıt gerektirmez. İşletme sırasında milyarlarca metreküp su tüketilmez ve minimum miktarda atık üretilir. Sürdürülebilir enerjiye yönelik dünya çapında talep arttıkça, her yıl binlerce rüzgar türbini kuruluyor. 

 

Rüzgar enerji santrallarinin olumlu yönü bulunduğu gibi, 1-Arazi kullanım alanı, 2-Elektromanyetik alan etkisi, 3-Görüntü ve estetik etki, 4- Gürültü, 5-Bal arıları ve arıcılığa etkileri, 6-Kuşlara ve yarasalara etkileri  vardır [1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8].  

 

Rüzgar enerjisi temiz enerji diyerek, fizibilite çalışmaları tam yapılmadan her tepeye, dağların sırtlarına RES kurulmamalı;  çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileri göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

 

Önceki yazılarımda RES’lerin gürültü, bal arılarına ve arıcılığa, kuşlara ve yarasalara etkisinden ayrıntılı olarak bahsettim. Bu yazıda rüzgar türbinlerinin çevresel etkiilerinden genel olarak kısaca  bahsedeceğim [1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8]

 

Rüzgar türbinleri

 

Rüzgar türbini genellikle kule, kanatlarrotordişli kutusujeneratör (alternatör), elektrik-elektronik elemanlardan oluşur. Kule uzunluğu 120 metre ve kanat uzunluğu 80 metreyi buluyor. Böylece, türbinlerin toplam uzunluğu 200 metreye ulaşıyor. Çoğu rüzgar türbini 2 veya 3 adet pervane kanadına sahiptir. Rotor tarafından dakikada 30-60 dönüş yapacak şekilde düşük hızların oluşturulmasını sağlar.

 

Elektrik enerjisi üretiminde en fazla kömür, petrol, doğalgaz kullanılmaktadır. Bu fosil yakıtlar karbon dioksit, kükürt dioksit ve azot oksitler yayarlar. RES’ler bu bakımdan avantajlı görünmektedirler. 

 

    Ruzgar turbininden 1 kWh’lik elektrik enerjisi üretimiyle salınımı en fazla önlenen emisyonlar sırasıyla; kükürt dioksit 7,1 gr, azot oksit 2,8 gr, karbonmonoksit 0,9 gr, karbondioksit 0,7 gr ve partikül madde 0,18 gr olduğu ortaya konulmuştur [9].

 

 

 

1- Arazi kullanımı 

 

Türbinlerin kurulacağı yerlere yolların açılmasında orman ve bitki örtüsü ortadan kaldırılmaktadır. Türbinler için belli bir alan kullanılmaktadır.

 

Tek türbin için kullanılan alan 700-1000 m2/MW düzeyinde, RES birim kurulu güç başına toplam alan ihtiyacı 0,1-0,2 km2/MW seviyesinde, türbinlerin kapladığı alan arazinin yaklaşık %1-2’sine karşılık geldiği, geriye kalan alanın tarım ve hayvancılık için kullanılabileceği belirtilmektedir [10].

 

2- Görüntü ve estetik etki

 

Görsel etkileri rüzgar türbinlerindeki gölge titreşimi ve parıltı şeklinde olmaktadır. Güneşin doğuşu ve batışı sırasında rüzgar türbinlerinin dönmekte olan kanatları gölge oynamasına ve gölge titreşimine sebep olabilir. Benzer şekilde cilalı kanatlara gelen güneş ışığı da etrafa yansıyarak parıltı etkisine neden olabilir [11].

 

 

 

 

 

 

 

 

3- Elektromanyetik alan etkisi

 

Rüzgar türbinleri, elektromanyetik alan oluşturarak kurulduğu bölgedeki havacılık ve denizcilik haberleşmelerini, radyo ve televizyon yayınlarını olumsuz etkileyebilmektedir. Bu etki, rüzgar türbinlerindeki gövde ve kanatların bir ayna görevi görmesinden kaynaklanmaktadır. 

    Alıcıdan gelen sinyaller yansıtılmakta ve bu sinyaller alıcıya giden sinyalleri doğrudan etkilemektedir [11].

 

4- Gürültü

 

Gürültüyü oluşturan sesin. şiddeti desibel ile dB(A) ölçülür. Gürültünün zararlı olmaya başladığı sınır, değişik ülkelerde yürürlükte olan yönetmeliklere göre çok az değişiklikler gösterir. Genelde, günde 8 saatlik bir süre için, bu sınır 85-90 dB (A)’dır. Bazı seslerin desibel karşılıkları şekilde gösterilmiştir. 

 

Gürültü Kontrol Yönetmeliği’ne göre belirli yasal ses sınırı şu şekildedir. Hastanelerde 35, mutfak ve banyoda 70, yatak odasında 35, otel yatak odasında 30, oturma odasında 60, şehir içi trafik de 65, kabare müziği 100, motosiklet 110 ve uzay roketlerinde de 170 desibel şeklinde düzenlenmiştir.

 

Gürültü Kontrol Yönetmeliği’ne göre [12], çevresel gürültü düzeyi sınır değerleri şöyledir.

 

Gündüz Akşam Gece
Endüstri tesisleri, ulaşım kaynakları 65 dB 60 dB 55 dB
Müzik yayını yapan işyerleri 60 dB 55 dB 50 dB
İşyerleri Arka plan 5 dB Arka plan 5 dB Arka plan 3 dB
Birden çok işyeri bulunması halinde Arka plan 7 dB Arka plan 7 dB Arka plan 5 dB
Tüm kaynaklar 100 dB 100 dB 105 dB

 

Ses, oluşturduğu şiddete göre insan üzerinde zararlı etkiler bırakır. Bu şiddet ve zararları şöyle ölçülmüştür  [6];

30-65 dB(A): Konforsuzluk, rahatsızlık, öfke, kızgınlık, uyku ve konsantrasyon bozukluğu

65-90 dB(A): Fizyolojik tepkiler; kan basıncının artması, kalp atışı ve solunumun hızlanması, beyin sıvısındaki basıncın azalması, ani refleksler

90-120 dB(A): Fizyolojik tepkilerin artması, baş ağrıları

120-140 dB(A): İç kulakta sürekli hasar ve dengenin bozulması

 > 140 dB(A): Ciddi beyin tahribatı.

 

 

 

İnsan kulağı 20 ile 20.000 Hz arasındaki sesleri duyar. Bu sınırın altındaki seslere infrasonik, üstündeki seslere de ultrasonik sesler denir. Konuşma sesi aralığı da 500 ile 2000 Hz arasında değişir. Uluslararası standartlara göre, işitme sistemine zarar veren gürültü düzeyi 100 ile 10.000 Mhz ve 85 dB düzeyidir. 

Kanada eyalet düzenlemeleri, kırsal alanlarda kabul edilebilir maksimum gürültü seviyesini 40 dBA olarak belirlemiştir. Dünya Sağlık Örgütü, bu gürültü seviyesinin sağlığa zarar vermediğini iddia etmektedir. Ancak, bazı Avrupa ülkeleri gürültü seviyelerinin 35 dBA’ya düşürülmesini istemektedir. Kanada Sağlık Kurumu, evlerdeki gürültü genliğine dayalı olarak bir Rüzgâr projesinin rahatsızlık seviyesini ilişkilendiren bir çalışma yürüttü. Ortalama 35 dBA gürültü seviyesine ulaşıldığında gürültü rahatsızlığının önemli ölçüde arttığını ortaya koydu.

 

Rüzgâr türbinlerinin gürültü etkisi

 

Rüzgâr türbinlerinde gürültü sorunu iki nedenle oluşur. Biri mekanik, diğeri aerodinamik nedenledir.

 

Mekanik gürültü: Dişli sistemi, jeneratör, soğutma fanları gibi sistemlerden kaynaklanır. Büyük ölçüde önlenebilir.

 

Aerodinamik gürültü: Rüzgâr ve kanat etkileşimi nedeniyle oluşan gürültüdür. Aerodinamik gürültü üzerine  iyileştirme çalışmaları yapıldığı,  600 kW güç kapasiteli rüzgâr türbininden 200 m uzaklıkta duyulan gürültü seviyesi 46,5 dB iken; 2 MW güç kapasiteli rüzgâr türbininden aynı uzaklıkta duyulan gürültü seviyesi 47 dB olarak belirlenmiştir [13, 14]. Rüzgâr türbini gürültü kaynağı kanadın ucu değil, ucuna yakın bir bölgedir.

 

 

 

 

 

Rüzgâr türbinlerinin sağlığa etkileri

 

Rüzgâr türbinlerinin ürettiği darbeli ses ötesi dalga ve düşük frekanslı gürültü doğrudan uyku bozukluğu ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Türbinlerin ürettiği darbeli ses ötesi dalgalar ve düşük frekanslı gürültü  semptomlara ve duyarlılığa neden olduğu ortaya konulmuştur. Özellikle ses ötesi dalgaların kapalı cam ve duvarlardan geçtiği, hatta odaların içinde yankılanarak daha da şiddetli bir etki yarattığı ortaya konulmuşturTepelere kurulan rüzgâr türbinlerinin ürettiği ses ötesi dalgalar çok daha uzak mesafelere ulaşmaktadır. Mevcut gürültü ölçümleri yerine evlerin içinde tam spektrum ölçüm yapılması gerekiyor. Düşük frekanslı gürültüyü ve ses ötesi dalgaları ölçmeyen A ağırlıklı Ses Düzeyi (dBA) ölçümlerinin uygun olmadığı belirtilmektedir [15].

 

Gürültüden kaynaklı Rüzgâr Türbini Sendromu, insanların evlerini terk etmelerine neden olacak kadar ciddi semptomlara yol açmaktadır. Yapılan araştırmada güvenli mesafenin en az 2 kilometre olacağını göstermektedir [16].

 

 

 

 

5- Rüzgâr türbinlerinin bal arılarına ve arıcılığa etkisi

 

Önce bal arıları hakkında kısa ön bilgi vereyim.

 

Bal arıları

 

Tozlaşmayı sağlamaya yardımcı olduklarından dolayı meyve ve tarımın devamı büyük ölçüde arılara ve böceklere bağlıdır. Bitkilerin yaklaşık yüzde 90’ı tozlayıcıların yardımına ihtiyaç duyar. Arılar en etkili tozlayıcılardır.

 

Bir işçi arı altı hafta yaşar; dolayısıyla önemsizdir; diye düşünülebilir. Ancak bir günlük ömrü de olsa o bir canlıdır ve tek seferde yaklaşık 100 çiçeği ziyaret ederek yarattığı değerin büyüklüğü tartışılamaz.

 

Bal arıları 500 gram bir  nu doldurmak için yaklaşık 6 milyon çiçeği ziyaret ederek nektar toplar ve topladığı bu nektarı kovanda bala dönüştürürler. 500 gram bir bal kavanozunu tek bir arı üretmiş olsaydı 2000 günde bu kavanozu doldurabilecek kadar bal üretebilirdi. Bu süre yıl olarak yaklaşık 5,5 yıl yapar. Bal arılarının bir kavanoz balı üretmek için toplamda 40 bin km uçması gerekir [18]. Bal arısı saatte 24 kilometre hızla 9 kilometre kadar uzaklığa uçabilir 

 

Türbinlerin bal arılarına etkileri

 

Türbin rönen rüzgar kanatları böcekler ve arılar için ölümcül bir mekanizma durumundadır. Bu öldürücü etkinin yanı sıra türbin çevresinde oluşan türbülans ve basınç farkı arıların kalıcı fiziksel hasar almalarına neden olmaktadır. Ek olarak türbin kanatlarından kaynaklı böcek ve arı ölümleri, parçalanmış böceklerin etrafa saçılmasına ve bununla beraber koku oluşumuna neden olarak diğer kanatlı hayvanları da çekecektir. Böylelikle bu durum artarak devam edecektir [17].

 

Rüzgâr türbinleri kanatlarından oluşan; gürültü ve kaçak akımların sebep olduğu kaçak gerilim nedeniyle arıların yönlerini şaşırmaları ve kaybolmalarına neden olabilmektedir. Rüzgâr türbinleri kanatlarına ulaşan rüzgârın yarısından fazlasını hareket enerjisine dönüştürebilmektedir. Gerisi kalan rüzgâr ise yüksek hız ile savrulmaktadır. Buna bağlı olarak yerdeki nemli havanın yukarıya çıkmasına neden olabilmekte ve çevredeki arı varlığına önemli zararlar verebilmektedir [17].

 

Marmara ve Ege Bölgeleri’nde kızılçam ormanlarında ağacın kabuğu altına girip öz suyunu emen çam pamuklu koşnili (Marchalina hellenica Genn.) emdiği şekerli özsuyunu beyaz köpük halinde (balsıra) dışkılamaktadır. Arılar bu balsıradan çam balı üretmektedirler. Türkiye bal üretiminde ve özellikle Muğla ili arıcıların geçiminde çam balı çok önemli bir gelir kaynağıdır. Kızılçam ormanlarının deniz etkisini alan yörelerinde balsıra oluşmaktadır. İklim değişikliği (Isınma ve kuraklaşma süreci) balsıra yapan kabuklu koşnilin daha yüksek araziye taşınmasına sebep olur [17].

 

Kızılçam ormanları içine kurulacak rüzgâr enerji santrallerin; orman içi iklimi değiştirmesi ve balsıra yapan koşnilin verimliliğini azaltması veya yaşamasını engellemesi mümkündür. Böyle olumsuz etkileme ormanlara zarar vermek yanında, halkın geçim kaynağına da olumsuz etki yapması söz konusudur [17].

 

Böcek ve arı varlığı türbin performansına da etki etmektedir. Türbin kanatları üzerindeki böcek kalıntıları rüzgâr türbini performansında azalmalara neden olabilmektedir. Böcek kalıntıları bıçakların yüzeyi boyunca toplandığında, bıçağın pürüzsüz yüzeyi pürüzlü hale gelir. Havayı döndürür ve güç çıkışını yüzde 50’ye kadar azaltır. Ayrıca türbinlerin göbeği yüksekliğinde rüzgâr hızında bir azalmaya neden olur ve bir türbinden gelen türbülansın hava katmanlarını karıştırır. Türbinler, yağışta, sıcaklıkta ve buharlaşmada artış gibi rüzgâr yönündeki değişikliklere neden olur [18]. Ek olarak temizlik sorununu da beraberinde getirmektedir.

 

Rüzgar türbinleri elektromanyetik alanları arıları etkiliyor

 

İklim değişikliğinin yanı sıra elektromanyetik alanların değişmesi ve farklılaşmasının arıları tehdit ettiğine dair birçok çalışmanın olduğunu belirten Sevgi Durna Daştan; “Etrafımızdaki elektromanyetik alanların değişmesi ve farklılaşması arıların kovanı ve besini bulma faaliyetlerini olumsuz etkilemektedir. Bal arılarının, kovan ve besinlerini bulmalarında onlara yol gösteren bir manyetik etkileşimin olduğuna yönelik çalışmalar vardır. Bu konuya yönelik oldukça ciddi çalışmalar “Journal of Experimental Biology” de ve “Prooceeding of the National Academy of Science” dergilerinde yayımlanmıştır. İsviçre, Amerika Birleşik Devletleri gibi farklı ülkelerde bal arıları üzerinde de elektromanyetik dalgaların etkisi çalışılmıştır. Daha ayrıntılı, daha uzun süreli çalışmaların yapılmasının gerekliliği ortaya konulmuştur.” diye belirtmektedir [19]

 

Yapılan çalışmalarda bal arılarının, karınlarında, demir partikülleri içeren çok küçük manyetik kristalleri taşıdıkları gösterilmiştir. Manyetik alanı algılamaları engellenen arıların, besin kaynağını veya kovanı bulamadıkları gözlenmiştir.  Arılar çiçekleri sadece renkleri ve kokusundan değil, aynı zamanda onların elektrik alanlarını da algılayabilmektedir. Çiçekler bu alanları kullanarak polen taşıyıcı böcekleri ve arıları kendilerine çekebilmektedirler.” [19].

 

Rüzgar türbinlerinin elektromanyetik alan etkisi, bal arılarının yönlerini ve besin kaynağını ya da kovanlarını bulamamalarına neden olabilecektir.

 

6- Rüzgâr türbinlerinin kuşlara etkisi

 

RES’ler/rüzgâr türbinlerinin kuşlar ve yarasalara etkileri üzerine yapılmış uluslararası birçok araştırma bulunmaktadır. Genel görüş, rüzgâr türbinleri pervanelerine takılma ve çarpmayla tehlike altında olan canlıların kuşlar olduğu, türbinlerin çalışması sırasında pervanelerine çarpmayla kuş ölümleri olduğu vakalarıya ilişkindir. Rüzgâr türbinlerinden kuş ölümlerinin nedeni türbin kanat yapılarından kaynaklanmaktadır. Üç adet olan kanatlar 10 ile 200 metre uzunlukları arasında değişmektedir. Çeşitlerine göre kanatlar dakikada ortalama 15 tur atabilmektedir. Bu dönüş esnasında kuşlar kanatlara çarpmaktadırlar.

 

Rüzgâr türbinleri saniyede 80 metre bir hızla dönen ve en az 30 metre yükseklikte uçları olan devasa kanatlara sahiptir. Bu da onu tehlikeli kılan özelliğidir. Kuşlar, bu bıçakların oluşturduğu akım yoluna uçarak korkunç bir şekilde ölürler. Bu durumdan en çok etkilenen ötücü kuşlardır ve yaklaşık yüzde 10’u yırtıcı kuşlardan oluşur. Rüzgâr türbinleri; altın ve kel kartallar, oyuk baykuşlar, kızıl kuyruklu ve Swainson’ın şahinleri, Peregrine ve kır şahinleri, Amerikan kerkenezleri, Beyaz kuyruklu uçurtmalar gibi tehdit altında ve koruma değeri yüksek olan kuş türlerinin ölümüne sebep olabiliyor. Özellikle şahinler ve kartallar gibi büyük yırtıcıların ölümleri ekosistemi olumsuz etkiliyor [20, 21, 22].

 

RES kurulacak alanda yaşayan kuş türlerinin habitatlarının (yaşam alanlarının) inşaat faaliyetleri sonucunda kaybedilmesi, parçalanması, kısmen zarar görmesi ya da değişmesidir [23, 24]. Kayalık alanlarda yuvalanan ve beslenen bazı kuş türlerinin habitat değiştikten sonra bu alanları beslenme ve yuvalanma için kullanabilmektedir. Türbinler için tepe ve dağ sırtları tercih edilmekte ve bu durum zaten dar bir alana itilmiş yaban hayvanlarının yaşam alanlarını tehdit etmektedir.

 

Türbinlerin inşaatı ya da işletilmesi sırasında ortaya çıkan gürültü, görüntü veya benzeri rahatsız edici faktörler nedeniyle kuşların bölgeyi terk etmesi ve beslenme ve yuvalama alanlarını kaybetmeleri olarak tanımlanabilir. Yerli veya göç eden ya da bölgede kısa süreli kullanım için uçan bir bireyin türbin kanadı, direği, platform etrafındaki çit ve benzeri yapılar veya saha içerisindeki diğer tesis yapılarına çarparak zarar görmesi ya da ölmesidir [25, 24]. 

 

Kuşlar tarafından tünemek ve yuvalanmak maksadıyla kullanılan enerji nakil hatları ve direklerinin yine kuş popülasyonu üzerinde olumsuz etkileri bilinmektedir.

 

Rüzgâr türbinleri, kurulum aşamasında göç yollarına paralel değil de dik olarak konumlandırılan özelliklede sayıca fazla ve birbirine yakın kurulmakta, göç geçişi sırasında kuş sürülerinin önüne bir set gibi dizilirler. Bu durum özellikle dar geçiş koridorlarında yüksek risk teşkil etmektedir. Bazı kuş sürüleri bu engelle karşılaştığında türbin çevresinden dolanmayı, kimi doğrudan türbinlerin arasından ya da üzerinden geçme ki bu da çarpışma riskini arttırmaktadır. Bazı kuşlar ise ürkerek geri dönme ya da göç rotasını değiştirme eğilimindedirler.

Uçları 300 km/s’in üzerinde hareket eden 50-80 m bıçaklar, her yıl milyonlarca kuşu ve yarasayı kolayca dilimlediği belirtilmektedir.

 

 

 

Kuş göç yolları üzerinde rüzgâr türbinleri tehlikesi

 

İlkbahar ve sonbahar göç dönemlerinde İstanbul ve Çanakkale boğazları, Arhavi-Borçka (Artvin) ile Belen (Hatay) bölgeleri süzülen kuşlardan leylekler, pelikanlar ve yırtıcılar gibi görece iri kuşlar açısından en önemli göç alanlarıdır. Ötücü kuşlar ise geniş alanları kapsayan cephe göçü yaparlar.  Kuş göç yolları açısından önemli üç ana göç yolu tespit edilmiş olsa da geniş kapsamlı yeterince araştırma yapılmamış olması nedeni ile alternatif birçok tali yolunda bulunuyor olması muhtemeldir [27, 28].  Türkiye üzerinden geçen göç yolları aşağıdaki haritalar üzerinden belirtilmiştir.

 

Sonbaharda kuzeyden güneye göç eden kuşlar Türkiye’ye İstanbul Boğazı ve Borçka üzerinden giriş yaparlar ve sonra Anadolu’ya yayılırlar. Sonra, Belen Geçidi ile Hatay üzerinde birleşirler, Akdeniz kıyılarını takip ederek Suriye ve İsrail üzerinden Afrika’ya giderler. İlkbaharda ise bunun tersi gerçekleşir [27, 28].  Özellikle leylekler ve arı kuşları bu göç yollarını kullanır. Haritalarda gösterilen kuş göç yolları çizgileri kesin sınırları değildir.

 

Türkiye’deki ana göç yollarından biri; kuzeyde Avrupa üzerinden Trakya Bölgesi, Marmara Denizi, İstanbul Boğazı ve tüm Marmara Bölgesi’ni içerisine alacak şekilde gösterildiği üzere Anadolu’ya girer ve Hatay üzerinden Afrika’ya uzanmaktadır [28, 29].  

 

Türkiye’de RES’lerin 48 tanesi önemli kuş göç yollarının olduğu alanlarda bulunmaktadır. Kuşlar, rüzgâr türbinleri pervanelerine takılma ve çarpma tehlikesi altında olan canlılardır. 

 

 

 

RES’lerin kuş göç alanları üzerinde bulunması da çok ayrı ve Uluslararası ölçekte sorunlara 

sebep olacak kapsamdadır. Orman alanlarında, sulak alanlarda yaşayan kuşların (yarasalar dahil) RES’lerden olumsuz etkilenmesi; orman içinde olduğu kadar, çevredeki tarım alanları ile zeytinlik ve meyveliklerde de zararlı böceklerin artmasına neden olmaktadır [17].

 

Rüzgâr türbinlerinin yarasalara etkisi

 

Kuşlardan yedi kat daha hızlı ölen yarasalar, hareket eden bıçakların hava basıncının düşmesine neden olarak akciğerlerindeki kan damarlarını patlatmasıyla ölüyor.

 

 

 

Yarasaların rüzgâr türbinlerine yönelme nedenini saptamak amacıyla yapılan araştırmalarda kesin olmamakla birlikte bu nedenler şöyle sıralanmıştır [30];

 

İşitsel hareket (sese yönelme)

Elektromanyetik alan (yön duygusunun kaybolması)

Isı etkisi

Tünekleme/geceleme için

Doğrusal koridor (sırt üstüne kurulan çiftlikler mesafe kat etmek için iyi bir seçenek olabilir)

Çiftleşme (göç yolu üzerindeki yüksek bir alan olması nedeniyle yönelme).

 

Yarasa ölümlerini arttıran faktörler

 

Dünyada RES sahalarında yapılan çalışmalarda yarasaların ölümüne sebep olan faktörler 4 gruba ayrılmıştır [31, 32].

RES sahası ve türbinlerden kaynaklı faktörler

Yarasaların yıllık döngüleri ve ekolojik özelliklerinden kaynaklı faktörler

RES işletmesinin izin süreçlerinden kaynaklı faktörler

Uzman donanımı ve yaklaşımından kaynaklı faktörler

 

RES sahası ve türbinlerden kaynaklı faktörler

 

Rüzgar hızının 6 m/s ‘den az olması,

Türbin pervanesinden kaynaklanan ani basınç azalması,

Türbinin bulunduğu alanın şartları (orman içi veya kenarı, mağaraya yakınlığı),

Türbinin böcek çekici özelliği (motor sıcaklığından dolayı ve beyaz renkte olması),

Türbinin ürettiği sesin yarasanın yön bulma yeteneğini bozabilmesi,

Türbin kulesinin yarasalara yuva olma özelliği taşıyabilmesi,

Türbinlere yerleştirilen ışıkların yarasayı çekebilme özelliğidir [32, 33].

 

RES sahasından kaynaklı yarasa ölümlerini arttıran faktörler

 

Türbin noktalarındaki sürekli ve yüksek ışıklandırma yapılması,

Şalt sahasının türbin kümelerinin yakınında ve merkezinde olması

Türbin noktasının orman sınırına mesafesinin 200 m’den daha yakın olması

Türbin temelinin bir kot farklı oluşturacak şekilde yerleştirilmesi

Türbin yakınlarına yerleşim yeri, ağaçlandırma gibi yarasa çekici özellikte yapıların yerleştirilmesi [32, 33].

 

Rüzgar enerji santrallerinde yarasalardan kaynaklı ölümleri arttıran faktörler

 

Yarasaların hareket halindeki pervaneleri belirlemekte zorlanması

Ağustos-Eylül ayları arasında yarasaların aktivitesinin artması

Bazı yarasa türlerinin (Pipistrellus, Hypsugo ve Myotis sp.) yavaş ve fazla manevra yaparak uçma özelliğine sahip olmasıdır [32, 33].

 

Yarasalar, dünya ekosistemlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Yarasalar, gece böceklerinin ve yırtıcılarının tarımsal alanlardaki etkinliğini azaltmaktadır. Aynı zamanda insanlara hastalık ileten böceklerin kontrolüne de katkıda bulunmaktadırlar. Amerika Birleşik Devletleri’nde rüzgâr enerjisi tesislerinin yol açtığı yarasa ölümünü tahmin eden üç farklı çalışma, her yıl 196.000 ila 880.000 arasında yarasanın öldürüldüğü sonucunu bildirmiştir [34].

 

İnsan teknolojilerinin ve yapılarının etkisi

 

Rüzgar gücünün kuş ve yarasa popülasyonları üzerindeki etkisi, diğer insan kaynaklı ölümlerin kaynaklarına kıyasla nispeten küçüktür. Çok sayıda araştırma, çok daha fazla kuş ölümünün Amerika Birleşik Devletleri’nde binalarla (676 milyon), taşıtlarla (214 milyon) ve elektrik hatlarıyla (32 milyon) çarpışmalardan kaynaklandığını göstermektedir. Bununla birlikte, rüzgar türbinleri tarafından öldürülen kuşların tarihsel olarak rüzgarla ilgili olmayan kaynaklar tarafından öldürülen kızıl gerdan ve serçelerden daha yüksek koruma değerine sahip olduğu dikkate alınmalıdır [20, 21, 22].

 

İnsan yapımı teknoloji ve yapı Amerika Birleşik Devletleri’nde İnsan yapımı etkenlere bağlı olarak yıllık kuş ölüm sayısı  [20, 21, 22]
Enerji iletim hatları 130-170 milyon arası
Bina pencereleri 100 milyon arası
Zirai ilaçlar 70 milyon arası
Otomobiller 60-80 milyon arası
İletişim kuleleri 40-50 milyon arası
Rüzgar türbinleri 10-40 milyon arası

 

Genel öneriler

 

■Türbinler kurulmadan önce yöre halkı, faaliyetin tanımı ve önemi, bölgenin  seçilme nedenleri, çevresel açıdan alınacak önlemler konularda bilgilendirilmeli, görüş ve önerileri, halkın onayı yani sosyal onay alınmalıdır. Ayrıca ÇED raporunun hazırlanması sırasında söz konusu öneriler değerlendirilmelidir.

 

■Türbin konumlarını göl, bataklık dere, sulak alan, sazlık düzlüklere 5 km mesafeden daha fazla yaklaştırmaktan kaçınılmadır. Sahaya 5 km yakın ve daha düşük kotta bir alana basit bir sulak ve sazlık alan oluşturularak yarasalar için alternatif ilgi çekici bir beslenme alanı yaratılabilir. Bu durumda yarasalar, yüksek rüzgârlı alanı değil bu yeni beslenme alanını tercih edecektir.

 

■Risk tespit edilen türbin/türbinlerde sadece riskin tespit edildiği aylarda, sadece geceleri ve sadece rüzgâr hızının 6 m/s altında olduğu zamanlarda türbin elektrik üretme başlangıç hızı 5 m/s başlayacak şekilde ayarlanabilir. Bu düzenleme, yarasa ölümlerinde yüzde 60-90 oranında bir azalma sağlarken yatırımcıya yüzde 0,8-1 oranında bir kayba mal olacaktır.

 

■RES yatırımlarının ekonomik olması yanında aynı zamanda ekolojik temelli olması gerekir. Rüzgarın estiği her yere santral yapılır diye bir şey olamaz.

 

■Doğal sit koruma, tarımsal alanlar, yerleşim bölgeleri, meralar, fauna ve flora bakımından önemli alanlara mesafeler yasal bilimsel sınırlamalarla korunmalıdır.

 

■Ruzgar enerji santrali kurulacak alanda ön değerlendirme yapılırken; arazinin kuşların göç yollarında, sit alanlarında ve milli parklarda olmamasına dikkat edilmelidir.

 

■RES’ler kurulmadan ve tesis yapıldıktan sonra gözlemin en az 2 yıl süreyle yapılmasının gerekliliği vurgulanmıştır.

 

■Kuşlar ve yarasalar gibi ekosistemin önemli parçaları olan canlıların rüzgar türbinleri vasıtasıyla ölümlerini önleyebilmek amacıyla ses ve ışık uyarıcıları modifikasyonlarını içeren bir prototip tasarlandığı, imal edildiği ve sunulduğu belirtilmektedir [34].

 

■Ses cihazları ile kuşların bölgeden uzaklaştırılması ve türbinlerin konumlarının değiştirilmesi gibi bir takım denemeler yapılıyor. Eğer bu çözümler etkili olmazsa, türbinlerin çevresinde dengesiz bir ekosistem bizi bekliyor [35].

 

■RES sahalarında Şalt sahasının türbin kümelerinden en az 1 km uzakta ve mümkünse daha düşük 

kotta olacak şekilde planlamak.

 

■Türbinlerin orman sınırına en az 200 m mesafede yer almasını sağlamak.

 

■Türbin yerleri kazıldığında türbine 200 m mesafede üzerinde sık ağaç yapısı olan bir tepe bulunmamasını sağlamak.

 

■Türbin yapılarında gece daimi ışıklandırmadan kaçınmak.

 

■Türbin konumlarını göl, bataklık dere, sulak alan, sazlık düzlüklere 5 km mesafeden daha fazla yaklaştırmaktan kaçınmak

 

■İlgili türbin veya türbinlere yarasa kovucu sistemleri kurularak % 50 ye varan bir uzaklaştırma başarısı elde edilebilir [34].

 

■Sahaya 5 km yakın ve daha düşük kotta bir alana basit bir sulak ve sazlık alan oluşturularak yarasalar için alternatif ilgi çekici bir beslenme alanı yaratılabilir. Bu durumda yarasalar yüksek rüzgarlı alanı değil bu yeni beslenme alanını tercih edecektir.

 

■Risk tespit edilen türbin veya türbinlerde sadece riskin tespit edildiği aylarda, sadece geceleri ve sadece rüzgar hızının 6 m/s altında olduğu zamanlarda türbin elektrik üretme başlangıç hızını 5 m/s başlayacak şekilde ayarlanabilir. Bu düzenleme yarasa ölümlerinde %60-90 oranında bir azalma sağlarken yatırımcıya %0,8-1 oranında bir kayba mal olacaktır’’ [21].

 

■RES alanları 10MW altında da ÇED sürecine tabi tutulmalı ve halkın bu sürece katılımı mutlaka sağlanmalıdır.

 

■RES sahaları arıcılık, tarım, zeytincilik ve koşnili kızılçam ormanları konusunda ciddi incelemelerden geçirilmelidir.

 

■Bir yerde rüzgâr santralı-türbinleri kurmanın şartı o ortamda teknik olarak gerekli rüzgârın hava akımının olması yeterli değildir. Çevre ve insan sağlığı öncelikli olarak, rüzgâr türbinleri RES’lerin bal arıları ve diğer uçan böcekler üzerindeki etkileri iyi gözlenmeli, fizibilite çalışmaları tamamlandıktan ve bilimsel verilere dayanarak bu gibi alanlarda RES kurulabilir.

 

■T. C. Tarım ve Orman Bakanlığı ile T. C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bal arılarına ve arıcılık üzerine, kuş ve yarasa populasyonuna etkileşim konusunda görüş bildirmelidir.

 

■T. C. Sağlık Bakanlığı, bu santrallerin gürültü başta olmak üzere, insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda görüş bildirmelidir.

 

■Sağlıklı araştırma ve inceleme, fizibilite çalışmaları yapılmadan, rüzgâr esen her tepeye ve dağların sırtlarına RES kurulursa, bal arılarının, kuş ve yarasa popülasyonunun zarar görmesinden sorumlu RES’ler görülebilir.

 

Kaynaklar

[1] Eşref Atabey. 2022. Milas-Karpuzlu İlçeleri Beşbüyük Dağı Rüzgâr Enerji Santrali – RES çevresel etkileri. (https://www.bodrumguncelhaber.com/milas-karpuzlu-ilceleri-besbuyuk-dagi-ruzgar-enerji-santrali-res-cevresel-etkileri/)

[2]Eşref Atabey. 2022. Kemaliye, Arapgir, Divriği, Arguvan İlçeleri Sarıçiçek Yaylasında planlanan Rüzgâr enerji santrali (https://www.temizmekan.com/kemaliye-arapgir-divrigi-arguvan-ilceleri-saricicek-yaylasinda-planlanan-resler/)

[3] Eşref Atabey. 2022. Rüzgâr türbinlerinin bal arıları ve arıcılığa (etkileri- https://www.temizmekan.com/ruzgar-turbinlerinin-bal-arilari-ve-ariciliga-etkisi/)

[4] Eşref Atabey. 2022. Rüzgâr türbinlerinin kuşlar ve yarasalara etkileri- (https://www.temizmekan.com/ruzgar-turbinlerinin-kuslara-ve-yarasalara-etkisi/)

[5] Eşref Atabey. 2022. Rüzgar türbinlerinin gürültü etkisi (https:/www.temizmekan.com/ruzgar-turbinlerinin-gurultu-etkisi/)

[6] Eşref Atabey. Rüzgar türbinlerinin bal arılarına etkisi (https://www.bodrumguncelhaber.com/ruzgar-turbinlerinin-bal-arilarina-etkileri/)

[7] Eşref Atabey. Rüzgar türbinlerinin kuşlara etkisi (https://www.bodrumguncelhaber.com/ruzgar-turbinlerinin-kuslara-etkisi/)

[8] Eşref Atabey. Rüzgar türbinlerinin gürültü etkisi (tps://www.bodrumguncelhaber.com/ruzgar-turbinlerinin-gurultu-etkisi/)

[9] Kurra S. 1991. Gürültü. In: Türkiye’nin Çevre Sorunları, Türkiye Çevre Vakfı Yayını, Ankara, 447–84.

[10] Karadeli, S.2001. Rüzgar Enerjisi, Elektrik Enerjisi Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü, Ankara, s. 1-38.

[11] Obert M. May, windturbinesyndrome.com

[12] Gürültü Kontrol Yönetmeliği. Resmi Gazete. 30 Kasım 2022. Sayı: 32029.

[13] Doğanlı, M.2010. Ruzgar Türbini Gürültüsü, Sağlık Etkileri ve düzenleme önerileri, Novosim Mühendislik.

[14] M. C. Şenel ve E. Koç, 2017. Rüzgâr Türbinlerinde Çevresel Etkilerin Değerlendirilmesi. Rüzgâr Enerjisi, 10-14.

[15] cdn.knightlab.com

[16] Jean-Louis Butré European Platform Against Wind Farms (EPAW) (epaw.org)

[17] M. Doğan Kantarcı. 2015. “Rüzgâr Enerji Santrallarının (RES) ekolojik etkileri üzerine değerlendirmeler”, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim dalı, 6. Ulusal Hava Kirliliği ve Kontrolü Sempozyumu, 7-9 Ekim 2015, İzmir s.563-564.

[18] Eve Newman ve Laramie Boomerang. 2017. New research examines wind turbines and insect communities https://www.wind-watch.org/news/2017/01/21/new-research-examines-wind-turbines-and-insect-communities/

[19] Erman Kaya.2021. A’dan Z’ye Rüzgâr santrali. Rüzgâr enerji santrallerinin çevresel etkileri (https://www.ruzgarenerjisi.com.tr/bolum-10-ruzgar-enerji-santrallerinin-cevresel-etkileri/)

[20] www.science.howstuffworks.com

[21] www.evwind.es

[22] https://www.ceyrekmuhendis.com/ruzgar-turbinlerinin-kus-ve-yarasa-olumlerindeki-rolu/

[23]  Drewitt, A. L. ve Langston, R. H.2006. “Assessing the impacts of wind farms on birds”, Ibis, 148, 29-42.

[24]  Bekir Kabasakal1 ve Ali Erdoğan1. 2019. Rüzgar enerji santrallerinin kuşlara etkileri ve çözüm önerileri. YEKSEM 2019. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi.

[25]  Marques, A. T., Santos, C. D., Hanssen, F., Muñoz, A. R., Onrubia, A., Wikelski, M., ve Silva, J. P. 2019. “Wind turbines cause functional habitat loss for migratory soaring birds”,Journal of Animal Ecology.

[26]  http://www.rarebirdalert.co.uk/v2/Content/Birdlife-Kenyan-wind-farm-could-wipe-out-critically-endangered-vultures.aspx?s_id=514046686

[27]  Özbahar, İ. ve Gül, R. 2011. Hatay-Ziyaret Tepesi Rüzgâr Santralleri Bölgesinin Ornitolojik Değerlendirilmesi. 45.

[28]  Yılmaz Öztemel. 2021. Kuş Göç Yolları Üzerinde Bulunan Rüzgar Enerji Santrallerinin (Res) Kuş Populasyonu Üzerine Etkileri. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Yüksek Lisans Programı 2021-Yl-075  Yüksek Lisans Tezi.

[29]  Kiziroğlu, İ. (2011). Hatay-Samandağ’da İşletmedeki Rüzgar Enerji Türbinlerine Ek Olarak İnşası Planlanan Yeni Rüzgar Türbinlerinin Yörede Yaşayan ve Göçen Kuş Türlerine Etkileri Ornitolojik Değerlendirme Raporu.

[30] https://electrical-engineering-portal.com/why-bats-are-insanely-attracted-to-wind-turbines

[31] https://www.elektrikport.com/makale-detay/ruzgar-turbinleri-ve-yarasa-olumleri/18585#ad-image-0

[32] Arnett E.B. ve Baerwald E.F.2013. “Impacts of wind energy development on bats: implications for conservation In: Adams, R.A., Pedersen, S.C. (Eds.), Bat Evolution, Ecology, and Conservation”, Springer Science Business Media, New York, NY, 435-456.

[33] Tarkan Yorulmaz. 2019. Yarasalar ve Resler Özelinde Yatırımın Ve Çevrenin Sürdürülebilir Dengesi Nasıl Sağlanabilir?5. İzmir Rüzgâr Sempozyumu, 130-138.

[34] Reiskind M.H. ve Wund M.A.2009. “Experimental assessment of the impacts of northern long-eared bats on ovipositing Culex (Diptera: Culicidae) mosquitoes”, J. Med. Entomol, 46: 1037-1044.

[35]Ekrem Kuşan. 2018. https://www.bilim.org/ruzgar-turbinleri-yirtici-bir-tur-gibi-kuslari-olduruyor/Rüzgâr türbinleri yırtıcı bir tür gibi kuşları öldürüyor 

 

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu