Aklımda deli dalgalar gelir sahilleri yalar
Beni bu sesler oyalar aldırma gönül aldırma.
Sabahattin Ali bizim Bodrum kalesinde hapis yatsaydı şiirini belki de böyle yazabilirdi. Sebahattin Ali biryana kalebent olarak sürgüne gelen Cevat Şakir bile hapis değildi Bodrumda. Tabi ki o zamanın Bodrum’uyla şimdinin Bodrum’unu kıyaslamak ayıp olur. Ancak biz Bodrumlular Bodrum’da hapis gibiyiz. Evlere kapanıp kaldık. “Eskiden ne yüzerdik be!”
Yerel basınımızda yer alan birkaç haberden örnekler vererek başlayacağım. Aslında bu basında yer alanlar bal gibi suç duyurusudur. Harekete geçmeyenler ve gereğini yapmayanlar utansın.
(https://anterhaber.com/kumbahce-de-halk-plaji-isgaline-sert-tepki-ayiptir-ayip/16791/)
Bodrum’un merkezindeki Kumbahçe Halk Plajı’nın boydan boya işletmeler tarafından işgal edilmesine ve önlem alınmamasına vatandaş çok sert tepki gösterdi…………..
(https://anterhaber.com/kumbahce-deki-isgal-tepkisine-belediye-ve-atilla-serttas-tan-aciklama/16797/)
Bodrum’un Kumbahçe Mahallesi’ndeki Belediye’ye ait Belediye Gıda A.Ş. nin işletmeciliğini yaptığı Mahfel Cafe’nin önündeki sahilin masa ve sandalyelerle denizin içine kadar işgaline açıklamalar……………
(https://anterhaber.com/kumbahce-plaji-nda-yeni-sahil-duzenlemesi-yapiliyor/14900/)
Kış geldi, Kumbahçe halk plajındaki esnafın yeni sahil düzenlemesi başladı. Denizin içine kadar beton döküp sahili kapatanların yanı sıra , Türkiye’de ilk defa dev zeytin ağaçlarını kumsala dikenler yeni peyzaj düzenlemesi yapılıyor dedirtti……………….
(https://anterhaber.com/yuhh-artik-kumbahce-halk-plajini-gupegunduz-boyle-parselliyorlar/7164/)
Kumbahçe Halk Plajı ‘nda ki işletmelerden bazılarının yaklaşık bir aydır devam eden kumsallık alandaki işgalleri hız kesmedi bugünde devam etti…………………..
(https://anterhaber.com/kumbahce-yi-maldiv-yapamadik-bari-micir-dokelim/12071/)
Bodrum’un Kumbahçe Mahallesi sahilindeki otel, restoran, lokanta özel beach benzeri işletmelerin sahili işgali yıllardır orada yaşayan vatandaşlar tarafından dile getirilse de, işgaller azalacağına devam etti……………………….
Kumbahçe sahilinin işgalini yıllardır anlatırım medyamız haber de yapıyor. Ancak ne işgal eden vazgeçiyor ne de otoriteler ağırlığını koyuyor. Geçtiğimiz yıllarda “Azcık yer açın bakem biz de denize girelim” dercesine işgallerin arasında minik parsellerde halk plajı tesis ettiler.
Çok utanç verici…
Laf anlamaz mıyız, yoksa umursamaz mıyız? Kanunları niçin yapıyoruz ki. Herkes kendi kafasına göre takılsın modunda mıyız?
Gerçeğini tekrarlayalım: Sahilleri kimse işgal edemez, her ne sebeple olursa olsun. Masa, sandalye, şezlong, şemsiye koyamazsınız, devlet kurumu ya da özel sektör hiç kimse koyamaz kiralayamaz ve kiraya veremezsiniz. İsteyen havlusunu serer oturur. Ben kuma oturamam şezlong isterim diyenlere de beğenmiyorsan tekne kirala seni gezdirsin diye yol göstereceksiniz.
Kanun maddelerini hatırlatmaktan artın gına geldi, ezberlemiş olmalıyız, niye bilmiyor havasındayız, anlamıyorum.
*****
Anayasa madde 43 :
Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.
Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir.
KIYI KANUNU…(3621 sayılı kanun)
Uygulama….
Madde 5 –Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.
Kontrol…
Madde 13 – Bu Kanun kapsamında kalan alanlardaki uygulamaların kontrolü; belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediye, dışında ise valilikçe yürütülür. İlgili bakanlıkların teftiş ve kontrol yetkileri saklıdır.
*****
İşte bu ahval ve şerait içinde kıyılarda mülkiyet ve işgal hakkı olmayan kişi ve kurumlara devlet ecri-misil cezası kesmektedir.
Bu ecri-misil cezasının anlamı açıktır.
“SEN BURAYI HAKKIN OLMADIĞI HALDE İŞGAL ETMİŞSİN…
SANA CEZA KESİYORUM VE BU İŞGALİYEYİ DERHAL KALDIR”
Ecri-misil cezası kesildiği andan itibaren işgali yapan 15 gün içerisinde işgalini kaldırmak zorundadır, kaldırmaz ise Kaymakamlık kendi imkanını kullanarak kaldırır ve masrafını misliyle işgalciden alır. Kanun böyle diyor.
Bizim işgalci işletmelerimiz bu cezayı bir kiralama gibi algılıyorum salağına yatıp devlet memurlarının da buna izin vermesiyle iş çığırından çıkmaktadır. Kanuni hakkı olan halk bu hakkı için para ödeme mecburiyetinde bırakılıyor. Yöre halkı kendi sahilinde denize girecek yer bulamıyor çoğu denizden soğudu. Sahili korsanlar istila etmiş biz de esir gibi yaşıyoruz.
Sahildeki işletmelerin tapulu mülkü haricindeki çıkıntıları halkın hakkına tecavüzdür, bunu görmezden gelen ya da izin veren yönetimler suça ortaklık etmekteler. Bu fotoğraflar 2020 yılından küçük bir örnektir ve Kumbahçe sahili neredeyse 20 yıldır içler acısı halde işgal altındadır.
İnsanlar mı arsız yönetimler mi etkisiz bilemedik ancak bizler sahipsiz kaldık. Eskiden sahilde ağaç diplerinde oturur etrafı seyreder, banklarda oturup iki lafın belini kırardık. Kıyılarımızda özgürce oturup yalnızlığımı yaşayacağım bir karış yer bırakmadınız. Biz bu muameleyi hak etmiyoruz.
Cezmi Çoban’ın face’de yayınladığı Kumbahçe sahilinin 1973 yılında çekilmiş ve Ergün Çağatay’ın Eczacıbaşı’nın yayınladığı “Fotoğraf Sanatçıları Dizisi” kitabında yer alan bu eski fotoğraf ve bunun gibi birçoğu yayınlanıyor ve herkesin paylaşımına giriyor neredeyse anonim oluyorlar ve teşekkür ediyoruz.
İşte biz bu fotoğraflara bakıp yaşadığımız o devirlerde aklımda kalanlara nafile de olsa doğal tepki olarak dövünüyoruz.
VE SONUNDA BEDDUA EDİYORUZ “TURİZMİNİZ BATSIN”
Yaşar Anter’ haber ve fotoğraflar için teşekkür ederim.
Saygılarımla Ali Dizdar