ALİ DİZDARFLAŞ HABERKÖŞE YAZARLARIMIZ tüm yazılar için fotografa tıklayınız

Ali Dizdar’ın yazısı; Cennet ve Cinnet

Mavi Yolculuğun ilk kaptanlarını saygıyla anıyorum, 1965-70 arası başladıkları bu işe ivme kazandırdılar, bu işin en iyileriydiler, buna bir de Gökova’nın eşsiz güzelliği eklenince Mavi Yolculuğa talep katlanarak çığ gibi büyüdü. Tekne yapım sektörü Bodrum’dan Antalya’ya kadar yayıldı ve büyüdü, Mavi Yolculuk güzergahları genişledi ve yayıldı, tekneler büyüdü modernleşti, teknelere malzeme sağlayan sektör büyüdü, tekneler öyle coğaldı ki limanlara sığmaz oldu. Mavi Yolculuk Bodrum’u tanıttı, Türkiye’yi tanıttı Türk turizmine büyük bir ivme kazandırdı.

 

Yıllar önce ( yıl 2005 ) Bodrumlu kaptanlar oturup bir çalışma yaptık. Türkiye genelinde yani Bozaada’dan Antalya’ya kadar olan Mavi Yolculukta kullanılan koyların durumunu anlattık hem yetkililer hem Kamuoyuna.

 

Sonuç şuydu : Yatçılığa uygun 239 koy bulunmaktadır. 41 koy çeşitli nedenlerle kaybedilmiştir. Önlem alınmaz ise kaybedilme riski yüksek olan 94 koyumuz vardır. Şu an yat turizminde faydalandığımız 104 koyumuz kalmıştır. Mavi Yolculuk güzergahlarından Bozcaada-Bodrum arası kaybedilen bu koylar nedeniyle artık kullanılamamaktadır. Geriye Bodrum-Antalya arası kalmıştır bunların en önemlileri 3 körfez Gökova, Hisarönü ve Göçek koylarıdır.

 

Bu güne gelindiğinde bırakın korumayı hışımla koylara hücum edilmiş ve riskli sayılan koylardan daha fazlası kaybedilmiştir. Turizme başlanıldığından bu yana Bodrum Yarımadası etrafındaki 60 koydan 50 si tamamen yapılaşmıştır. Kalan 10 koy etrafındaki adalardan ibarettir. Çok fazla kapasitesi olmayan bu koylar ancak günübirlik yat gezileri için kullanılabilmektedir.

 

Kullanılabilir körfezlerden Göçek koyları öyle yoğun tekne trafiğine maruzdur ki marinaları aratmaz. Yer bulmak sorundur kirlenme hızla artmaktadır. Artık mavi yolculuğun mantığına uygun değildir. Kalan Hisarönü ve Gökova vardır. Hisarönü Körfezi’nde bakir koy adedi az idi daha da azalmıştır. Elimizde kalan en önemlisi ve koruma altına alınmış GÖKOVA kalmıştır.

 

İtalyanların Napoli’yi görmeden ölme anlamında söylediği “Napoli’yi Gör ve Öl” deyişine karşılık Rahmetli Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir KABAAĞAÇLI şöyle der:

 

“O da Söz mü A canım Gökova’yı Gör ve Yaşa”.

 

Dünyayı iki kez dolaşmış ünlü denizcimiz Sadun BORO, yaşamının büyük bir bölümünü geçirdiği Gökova için şöyle bir tanımlama yapar:

 

“Tanrı dünyayı yaratmış, Gökova’yı nakşetmiş. Cenneti tasvir için kullarına bahşetmiş”

 

Ünlü denizci Kaptan Kusto (Jacquesyves Cousteau) Gökova hakkında olan düşüncelerini şöyle açıklıyor:

 

“Eğer dünya yüzeyinde cennet arıyorsak Gökova’da buluşalım”

 

Elimizde kalan tek cennet ve bu cennetin en önemlisi, en büyüğü, en korunaklısı, en çok ziyaret edileni, en çok tekne konuşlanabileni, en önemli ikmal noktası, yani Gökovanın can damarı DEĞİRMEN BÜKÜ yerelin dilinde İNGİLİZ LİMANI olarak ünlenen ve içinde birçok irili ufaklı koyları olan vazgeçilmez Mavi Yolculuk durağı. Gökova Körfezi’nde fırtına, pataklayacak adam ararken kaçıp Değirmen Bükü’ne girdiğinizde “Dışarda bir fırtına var ki aman Allah” dediğinizde kimsenin inanası gelmez, siz bile rüyaydı galiba diye düşünürsünüz.

 

Aslında İngiliz Limanı; Değirmen Bükü içerisinde çok korunaklı farkedilmesi zor küçük bir koydur. İkinci dünya savaşında İngiliz hücumbotları Alman savaş gemilerine saldırı yaptıktan sonra kaçarak bu koya girip gizlenirlermiş, peşindeki Alman gemileri bu koyu fark edemedikleri için İngiliz hücumbotlarını bulamazlarmış. Her Mavi Yol Kaptanı bu koya bağladığında bu hikayeyi ziyaretçilerine anlatır. Bu nedenledir ki haritalarda Değirmen Bükü yazar ancak dillerde İngiliz Limanı olur.

 

Mavi Yolculuk sadece bir tekne gezisi değildir. Özellikle Gökova’da yapılır ve Mavi Yolculuğu layıkıyla yapan kişiler gezisini dostlarına anlatırken sözcük sıkıntısı çekerek gidin görün anlarsınız demekle yetinir.

 

Mavi Yolculuk; taşla, toprakla, ağaçla bütünleşip gökyüzüne ya da denizin maviliğine karışarak yaşamın aslına dönüş formudur.

 

Bu benzersiz yaşam formunu sadece Gökova’nın el değmemiş koyları gibi koylarda bulabilirsiniz.

 

Mavi Yolculuk yapmayanlar Gökova’nın kıymetini pek algılayamazlar ve bunu algılayamayanlar şimdi burayı güvenlik endişesiyle ziyarete kapatmak istiyorlar. Bu olmaz, olmamalıdır. Dünyada eşi olmayan bu turizm şeklini baltalamakla eşdeğerdir. Mavi Yolculuk sayesinde oluşan tekne filoso ki bu filonun büyüklüğü dünyaya parmak ısırtacak devasa boyutlara ulaşmışken ve teşvik vermek gerekirken baltalamak, Türkiye turizmine yapılacak en büyük kötülüklerin başında gelir.

 

Kissebükü’nü yapılaşmaya açıp İngiliz Limanı’nı da ziyarete kapatırsanız Gökovayı cennetten cehenneme devşirmiş olursunuz. Mavi Yolculuk cazibesini kaybeder binlerce tekne çalışamaz hale gelir bu teknelerdeki çalışanlar işsiz kalır bu teknelere ikmal yapanlar, onarım bakım yapanlar, malzeme satanlar işsiz kalır, devasa gulet üretim tersanaleri kapanır neticede dev bir sektörü ölüme terk edersiniz.

 

En önemli olan daha bu cenneti ziyaret etmemiş milyonların hakkını gasp etmiş olursunuz.

 

Gökova nadiren oluşmuş görülmesi ve gezilmesi gereken binlerce yıldır yaşayan bir doğa harikasıdır ve biz Türklere nasip olmuştur.

 

Bu binlerce yıllık cennet miras 60 yıldır hiç bozulmadan sürdürülebilir bir eko turizm olan Mavi Yolculuk turizm şekliyle kullanılmaktadır. Daha nice 60 yıllar kullanmak için titizlenilmesi gerekirken hiçbir mantığa sığmayan uygulamalarla yok etme olasılığı cinnet geçirtecek türdendir.

 

Kabullenmemi beklemeyin bunu görmeden ölmeyi yeğlerim.

 

Gökova hepimizin, Gökova korunmayı hakediyor desteğinizi esirgemeyin.

 

Saygılarımla Ali Dizdar 14.11.2018

 

 

 

 

 

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu